top of page

ARABA SEVDASI – RECAİZADE MAHMUT EKREM


Türk Edebiyatı
Araba Sevdası

YORUMLAR:


Recaizade Mahmut Ekrem’in kaleme almış olduğu eser, modern Türk Edebiyatında ilk realist roman olma özelliğini de taşımaktadır. Eserde, ana karakter Bihruz Bey’in mirasyedi bir çocuk olarak yetişmesi akabinde meydana gelen araba sevdası ile israf ve özentilik içinde geçen hayatı konu edilir.


Osmanlı vezirlerinden birisinin oğlu olan ana karakter, oldukça zengin olmakla birlikte babası vefat ettikten sonra malvarlığını ve kendisini nasıl idare edeceğini bilmeden batı özentiliğinin de etkisiyle israf içinde yaşamaya başlamıştır.


Almış olduğu Fransızca dersinde herhangi bir kural öğrenmemesine karşın keyfine düşkünlüğü sebebiyle de öğretmeni Mösyö Piyer’e dersle alakası olmayan hususlar için dahi ödeme yapmaya başlamıştır. Bu durum öğretmeninin de işine geldiği için verimsiz Fransızca eğitimi, ana karakterin her cümlesinde Fransızca kelimeleri sıkça ve tutarsız bir şekilde kullanması, alafranga gözükme çabasından kaynaklanmaktadır.


Bu gösteriş merakı sebebiyle dönemine göre oldukça pahalı olan bir de at arabasını borçlanarak senet karşılığında alan ana karakter, bir süre sonra bunu ödeme zorluğu çekmiş ve kendisini 3 defa ihtar eden satıcıya ödemesini zamanında yapmadığı için en sonunda at arabasına borcuna karşılık el koyulmuştur.


Arkadaş çevresinde de şımarık olmasının yanında bir o kadar da saflığı ve cahilliğiyle tanınan ana karakter, modern gözükme çabası ve olgunluktan uzak davranışları ile her seferinde kendisini belli etmektedir. Bu yüzden, kimi zaman alenen kimi zaman ise gıyabında kendisiyle dalga geçilmektedir.


Keşfi Bey ismindeki yalan düşkünü arkadaşının sevdiği kızın öldüğünü aniden iddia etmesi ve ardından ana karakterin onu görmesine rağmen gördüğü kızın ölen kızın kardeşi olacağına inandırması ise, eserin sonunda Bihruz Bey’i sevdiği kız karşısında tekrar zor duruma düşürmüştür. Roman, Bihruz Bey’in hayata karşı bazı dersler almış olsa da, tam olarak aklının başına gelmeyeceğini gösteren emarelerle sona ermiştir.


Tanzimat döneminde sıkça işlenen zengin ve alafranga yaşam çabası içindeki züppe karakterlerin, döneminin ilk realist romanı olarak öne çıkmasıyla öncü romanlarından birisi olması da eseri diğer niteliğinin dışında yine özel kılmaktadır. Günümüzde dahi birçok kitle iletişim kanallarında işlenen konular arasında Bihruz Bey’in modern hali olan karakterler sıkça görülmektedir.


Dönemin zenginlerine ve aydın geçinen kitlesine ilişkin de çok önemli mesajlar barındıran eser, Osmanlı zenginlerinin nasıl değerlerinden kopuk insanlar haline getirildiğini acı bir şekilde gözler önüne sermeyi başarmaktadır. Okuduğu eski nazımları dahi anlamaktan aciz olan Bihruz Bey’in yaşadığı zorluklar, ne yazık ki modern çağın Türk gencini de tasvir etmeyi başaran bir anlatım olduğunu göstermektedir. Eserde örnek olarak gösterilen nazırları anlamak bir yana kendi dilini dahi kırık bir şekilde konuşan bir nesil haline gelinmesi 21. Yy Türk gençliğinin bu konuda diline daha fazla sahip çıkarak onu nasıl kullanması gerektiğini bilmesine ilişkin en önemli mesajlardan birisi olarak telakki edilmelidir.


Sonuç olarak eser, işlemiş olduğu konunun özgünlüğü, bununla birlikte türü itibariyle edebiyat tarihimizdeki yeri de göz önüne alındığında, her yaştan insanımızın kesinlikle okuması gereken kitaplardan birisi olduğunu göstermektedir.


ALINTILAR(*):

  1. Mösyö Piyer dememiş miydi ki: “Kadınlar azap meleklerinin yeryüzünde ortaya çıkmış nazireleridir ki bizi cennet kapısından cehenneme düşürürler!”

  2. Saçmalık demek için öncelikle manasını anlamalı değil mi?” “Pek doğru, manasız saçmalık olur mu ya?”

  3. Keşfi Bey yalanı kimseye zarar vermek fikriyle söylemez. Fakat söylediği yalanların neticesi bir kimse için zararlı olup olmayacağını da düşünmez. Onun merakı, zevki yalnız yalan söylemekten ibarettir. Onun içindir ki kalem arkadaşlarıyla diğer ahbapları kendisini “kırk yalan” veya mantör diye anarlar. Buna da Keşfi Bey gücenip darılmaz. Bazılarıysa, “Mademki yalan uydurmakta bu kadar maharetin var, bunu güzel bir şekilde kullanmış olmak için romancı veya hiç olmazsa şair ol!” diye takdir ve şevklendirmede bulunurlar. Bundan da Keşfi Bey memnun olur!

  4. Bihruz Bey “İşittiğin doğrudur, inan! İnan ki hal yamandır! Ağla ki tesellisi mümkün olmayan felaket içindesin! Yan, yakıl ki dermanı bulunmayan bir derde uğradın!”

  5. Bihruz Bey, çocukluktan kurtulduktan sonra mektebe gitmek, çarşı pazarda midillilerle gezmek zamanı geldiği için anasını babasını yine çokluk görmezdi. Çocukluk aleminden gençlik alemine geçince beyefendi önce araba sevdasına düştü. Ardından alafrangalık hastalığına tutuldu. Sonrasında da bunlara diğer hevesler karıştı. Peder paşa vefat etmekle başa bir de mirasyedilik çıkınca türlü türlü sefahatler, israflar yol aldı.

  6. Bilinçsizce takip etmekte olduğu gerçeğin beğenilmez şekline bir aralık bakışının ilişmesiyle ruhunda büyük bir nefret hissi duydu.

DEĞERLENDİRME:


Konu: Eserde, ana karakter Bihruz Bey’in mirasyedi bir çocuk olarak yetişmesi akabinde meydana gelen araba sevdası ile israf ve özentilik içinde geçen hayatı konu edilir.


Üslup: Yazarın genel manada anlaşılır bir anlatımı olsa da, ana karakterin mizacı sebebiyle birçok Fransızca ve Osmanlıca kelimeye de yer verilen eserde, bu kelimelerin anlamı sayfanın altında olmakla birlikte, okuyucu için durağanlaştırıcı bir etki meydana getirebilmektedir. Bu husus, yazarın aynı zamanda toplumun düştüğü hali de tenkit edici manada göstermesi sebebiyle bir üslup başarısızlığı olarak görülmemelidir.


Özgünlük: Türk Edebiyatının ilk realist roman örneği olarak kabul edilen eser, hem işlediği konu hem de konuyu anlatış biçimi bakımından en özgün eserler arasında değerlendirilmeyi hak etmektedir.


Karakter: Ana karakter Bihruz Bey etrafında gerçekleşen olay örgüsüne, Keşfi Bey ve kimi zaman Mösyö Piyer de yardımcı karakterler olarak dahil olmakta ve verilmek istenen mesajları kuvvetlendirici bir tesir gerçekleştirme gayesini taşımaktadır. Bununla birlikte yan karakterlerden olan Bihruz Bey’in hoşlandığı kadın ve annesi ise, Bihruz Bey’in içinde bulunduğu israf ve özenti hayatın okuyuculara açıkça hissettirilmesini sağlayan önemli etkenler olarak dikkat çekmektedir. Barındırdığı karakter şeması ile eser, bu kategoride de önemli bir başarı elde etmeyi başarmıştır.


Akıcılık: Üslup bölümünde bahsedilen hususlar dikkate alındığında, yabancı kelimelerin çevirilerek alttaki notlardan bakılıp devam edilmesi sebebiyle anlatımın akıcılığı kimi zaman bozulsa da, olay örgüsünün akışı dikkate alındığında akıcılık unsurunun bulunduğu romanlardan birisi olduğunun ifade edilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte eserin konusu itibariyle çok sürükleyici olmadığı belirtilmelidir.


Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:


Konu: 8,5

Üslup: 8

Özgünlük: 9,5

Karakter: 8

Akıcılık: 7,5


puanlarını alan eserin genel ortalaması ise, 8,3 puandır. 8 barajının üstünde olması ve içermiş olduğu diğer unsurlar da göz önüne alındığında romanın yediden yetmişe herkesin okuması ve ders alması gereken kitaplardan birisi olduğunun belirtilmesi gerekmektedir.


(*) : Alıntılar başlığındaki bütün kısımlar:

ARABA SEVDASI

Yazar: Recaizade Mahmut Ekrem

Yayınevi: Can Yayınları

Baskı: 9. Baskı – Haziran 2022

kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.

コメント


bottom of page