top of page

AÇLIK SANATÇISI – FRANZ KAFKA

kirmizicantaliavukat


YORUMLARIM:

 

Franz Kafka tarafından kaleme alınan eserde, yazarın alegorik anlatımlardan yararlanarak oluşturduğu hikaye derlemeleri konu edilmektedir.

 

Eserin başlarında bazı öykülerin kısa durum öykülerinden ibaret olduğu görülse de, özellikle 3 ya da 4 öykünün ciddi manada sembolik mesajlar barındırdığı aşikardır.

 

Bekçi öyküsündeki memurların ve insanların adalet anlayışları iki karakter üzerinden adeta bütün toplumun özeti çıkarılarak tanımlanmıştır. Adalet sisteminin çökmesi halinde, insanların rüşveti gündelik hayatın bir gereği olarak gördüğü, adalet mekanizmasının denetlenmesi yapılmadığı takdirde en son hangi raddelere kadar gerileyebileceğine dair önemli mesajlar bulunmaktadır. Kaldı ki, öyküdeki anlatım dışında, adalet mekanizmasının ne kadar iyi şekilde tesis edilse  de iyi seviyede denetlenmesinin yapılmasının da sistemin kendisi kadar önemli bir unsur olduğu belirtilmektedir.

 

Esere ismini veren Açlık Sanatçısı öyküsünde ise, hiçbir yemeği beğenmediği için kendisini açlık performansında bulan sıra dışı bir karakterin başından geçenler anlatılmıştır. Esasında öyküdeki ana karakter her ne kadar açlık sanatçısının kendisi gibi gözükse de, öyküdeki en önemli mesajlar onu izleyen kitlenin kendisine ait farklı görüşleri çerçevesinde meydana çıkmaktadır. Burada hem, müşkülpesent insanların hazin sonuna dair doğrudan bir çıkarım bulunmakta hem de insanlara göstermek istediğin ya da vermek istediğin mesajın kişilerin kendi dünyalarında yaşamış olduğu birikimlerin neticesinde birbirinden farklı anlaşılmasının kaçınılmaz olduğu ifade edilmiştir. Bazı düşünür ya da yazarlar, bu durumu ‘senin anlattığından ziyade karşıdakinin anladığı da önemlidir’ şeklinde özetlese de, bu çıkarım; mesajı vermek isteyenin kendisini toplumdan soyutlayıp egoist bir pencereden yaklaşarak vermek istediği mesajın derinliğini ya da niteliğini düşünmesine gerek bırakmayan kaçamak bir değerlendirme olarak görülebilir.

 

Mesajı veren de en az alan kadar mühimdir. Verilen mesaj, usta bir dil ile kalemden çıkıyorsa insanların farklı yorumları olabilse de ana fikir genel olarak sabit olacaktır. Anlatım ne kadar dolaylı ya da müphem ise, o kadar farklı yorum olabilecek ve verilmek istenen mesajın dışında çok daha farklı anlamlar da meydana gelebilecektir.

 

Bir Akademiye Rapor öyküsünde, yine bir maymun üzerinden fabl niteliğinde gözüken öyküde yazar, alegorik anlatımın bütün derinliklerinden yine faydalanmayı ihmal etmemiştir. Özgürlük kavramına oldukça değerli tespitler ile yaklaşan yazar, günümüzde hala uygulanan özgürlük ya da demokrasi gibi bazı mefhumların bir aldatmaya sebebiyet verdiğini iddia etmektedir. Bazı yönlerden düşünüldüğünde, mesajın oldukça isabetli olduğu fark edilecektir.

 

Görüleceği üzere yazarın öykü derlemeleri, Kafka’nın düşünce dünyasını açıkça gözler önüne sermeyi başarmaktadır. Ayrıca yazarın öykü anlatımında kendisine has üslubunu gözlemlemek isteyenler için oldukça kıymetli bir eser olarak telakki edilebilir.

 

Sonuç olarak eser, düşünce yazılarına meraklı olan ve sembolik anlatımlarla verilen mesajların bulunduğu öykü derlemeleri arasında tam manasıyla incelenmeyi hak eden nadir kitaplardan birisi olarak değerlendirilebilir.

 

ALINTILARIM(*):

 

  1. Herkes kanuna erişmek için çabalıyor” diyor adam, “nasıl oluyor da yıllardır benim dışımda kimse içeri girmek için izin istemiyor?” Bekçi adamın son demlerini yaşadığını fark ediyor ve yitirmek üzere olduğu işitme duyusuna ulaşabilmek için kükrercesine bağırıyor “Başka kimse buraya girebilmek için izin alamazdı, zira bu giriş yalnız sana mahsustu. Artık gideyim de onu kapatayım.” (Bekçi Öyküsünden Alıntı)

  2. Nice kimseler, bilgelerin konuşmalarının mecazlardan ibaret olduğunu söyleyip dert yanarlar… Derken biri şöyle söyler: “Niçin direniyorsunuz? Şayet mecazların peşine takılsaydınız o vakit siz de birer mecaz haline gelirdiniz ve böylece günlük meşakkatlerinizden kurtulmuş olurdunuz.” Bir başkası şöyle der: “Bahse girerim bu da bir mecaz.” Ve birincisi der: “Bahsi kazandın.” İkincisi: “Fakat yalnızca mecazen.” Birincisi: “Hayır, gerçekte mecazen kaybettin.” (Mecazlar Öyküsünden Alıntı)

  3. Kimse gece gündüz, hiç ayrılmaksızın açlık sanatçısının yanında nöbet tutmaya muktedir değildi, dolayısıyla hiç kimse kendi açısından gerçekten de kesintisiz, yanlışsız aç kalınıp kalınmadığını bilemezdi, salt açlık sanatçısının kendisi bilebilirdi bunu ve aynı zamanda bu açlıktan büsbütün tatmin olan tek izleyici kendisi olabilirdi. O dahi başka bir sebepten ötürü asla tatmin olamıyordu, belki kendisi açlıktan değil de kendisine karşı olan tatminsizlikten dolayı bu denli zayıflayıp bir deri bir kemik kalmıştı.

  4. Dünyanın en basit işiydi bu. Bu durumu sakladığı da yoku ama kimse ona inanmıyor, onu en iyi ihtimalle mütevazı biri olarak görüyorlar, çoğu zaman ise ya reklam düşkünü olduğunu düşünüyor ya da onun kendisine açlığı kolaylaştıran, bunu da az buçuk itiraf edecek kadar yüzsüz olan bir numaracı olduğunu düşünüyorlardı.

  5. Mütemadiyen açlığıma hayran kalmanızı istedim durdum,” dedi açlık sanatçısı. “Hayranız zaten,” dedi denetçi candan bir tavırla. “Hayran kalmamalıydınız ama,” dedi açlık sanatçısı. “O halde kalmayız biz de,” dedi denetçi, “Neden hayran kalmayacakmışız?” “Çünkü ben aç kalmaya mecburum, başka türlü yaşayamam,” dedi açlık sanatçısı. “Çünkü tadını beğeneceğim yemeği bulamazdım. Bulsaydım, emin olun, tantana yapmaz, tıka basa yerdim, sen ve diğerleri gibi.” Bunlar son sözleriydi ama kırık gözlerinde açlığa devam edeceğine dair gururlu olmasa da sağlam bir inanç vardı. (Açlık Sanatçısı Öyküsünden Alıntılar)

  6. İyi düşününce ortaya çıkıyor ki vaziyetin zamanla uğradığı zannedilen değişiklikler aslında meselenin kendisinin değişmesi değil, bilakis benim bu soruna olan bakış açımın gelişmesiymiş, zira benim bu konuyla ilgili görüşü kısmen daha sakin ve daha erkeksi olup işin özüne odaklanırken kısmen ne kadar basit olsalar da mütemadiyen sürüp giden çalkantıların kendime yediremediğim etkisiyle belli bir asabiyet kazanıyor.

  7. Bir bakımdan ihtiyarlık belirtisinden ibaret her şey, gençlik her şeyin üzerini güzelce örtüyor, nahoş detaylar sonu gelmeyen güç membaının içerisinde kaybolup gidiyor, genç bir adam gözetleyici bakışlarla bakacak olsa ayıplanmaz bu yüzden, hatta fark edilmez bile, kendisi dahi farkında olmaz ama ihtiyarlıkta arda kalanlar yalnız kırıntılardır, hepsi de gereklidir, hiçbirisi yenilenmez, gözlenip dururlar ve ihtiyar bir adamın gözetleyici bakışları çok nettir, onu tespit etmek hiç de güç değildir. (Küçük Bir Kadın Öyküsünden Alıntılar)

  8. Benim çevremdeki insanlar böyledir. Her daim imkansızı isterler doktordan. Eski inançlarını yitirmişler artık, papaz evde oturmuş ayin kıyafetlerini bir bir parçalıyor ama doktor o hassas cerrahi elleriyle her işi halletsin istiyorlar. (Bir Köy Hekimi Öyküsünden Alıntı)

  9. Bu tür şeyleri sembollerle anlatmayı sevsem de açık konuşmak gerekirse sizin maymunluk geçmişiniz bayım, eğer böyle bir geçmişiniz varsa, size benimkinin bana uza olduğu kadar uzak olamaz.

  10. Bana gelince, özgürlüğü ne o zamanlar istedim ne de bugün istiyorum. Bu arada, insanlar kendi aralarında birbirlerini özürlükle çok sık kandırırlar. Nasıl özgürlük en kutsal duygulardan sayılıyorsa aldanma da en kutsallarındandır.

  11. Kendi kendime dedim ki varyeteye girebilmek için tüm gücünü seferber et, bu senin çıkış yolun, hayvanat bahçesi senin için yalnızca yeni bir kafes anlamına geliyor, içine bir girersen bittin demektir. Ah, mecbur olunca öğreniliyor, çıkış yolu bulmak isteyince öğreniyorsun, aldırmadan öğreniyorsun. Kendi kendini kırbaçla terbiye ediyor, en asgari direnişte kendini paralıyorsun. (Bir Akademiye Rapor Öyküsünden Alıntılar)

 

DEĞERLENDİRMELERİM:

 

Konu: Eserde, yazarın alegorik anlatımlardan yararlanarak oluşturduğu hikaye derlemeleri konu edilmektedir.

 

Üslup: Eser, başından sonuna sembolik anlatımlardan yararlanılarak meydana getirilmiştir. Bununla birlikte yazarın, durum bazlı öykü anlatım konusunda hem betimlemeleri hem de duygu tasvirleri yönünden oldukça gelişmiş bir kaleminin olduğu aşikardır. Eserde ise, bu iki anlatım biçimi yeri geldiğinde olay bazlı alegorik anlatımla bezenerek oldukça derin düşünce yazılarının öyküleştirilmesine vesile olmuştur.

 

Özgünlük: Eserdeki bazı öyküler gerek konusu, gerek de anlatım biçimiyle öykü kitaplarından beklenebilecek özgünlük kriterlerini genel manada karşılamayı başarmıştır.

 

Karakter: Öykülerdeki karakter şeması, kitabın türü itibariyle olması gereken yoğunlukta teşkil edilmiştir. Genelde bir ya da iki ana karakter üzerinden verilmek istenen mesajlar açıkça ifade edilebilmiştir.

 

Akıcılık: Eser, ihtiva ettiği bazı kısa durum öyküleri itibariyle bir mesaj kaygısı olmadığından durağanlık hissiyatı verebilmektedir. Ancak birkaç hikaye dışında hem sürükleyici hem de akıcı bir dil ile hazırlanmış kıymetli öykü derleme kitaplarından birisi olduğunun ifade edilmesi gerekmektedir.

 

Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:

 

Konu: 8,5

Üslup: 9

Özgünlük: 8

Karakter: 8

Akıcılık: 7,5

 

puanlarını alan eserin genel ortalaması  8,2 puandır. 8 barajını geçen ve sembolik anlatım ile içermiş olduğu kıymetli mesajlara sahip öykü derlemesi, kesinlikle okunması gereken kitaplardan birisi olarak değerlendirilebilir.

 

(*) : Alıntılarım başlığındaki bütün kısımlar:

AÇLIK SANATÇISI

Yazar: Franz Kafka

Yayınevi: Zeplin Kitap

Baskı: 1. Baskı - 2020

kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.

Comments


bottom of page