YORUMLAR:
Charles Dickens’ın Noel için yazmış olduğu özel bir öykü olan eser, tek düşkünlüğü zengin olmak olan Scrooge isimli ana karakterin bir Noel akşamında hayatındaki olumsuzlukları ve eksikleri fark ederek kendisini değiştirme sözünü verme sürecini konu edinmiştir. Eser, özellikle son kısımlarında inanılmaz dikkat çekici detaylar barındırarak son sayfasına kadar sürükleyiciliğini muhafaza etmeyi başarmıştır.
Eserin başlangıcında hayata karşı olumsuz bir tavrı olan ve kendisi için tek önemli şeyin para olduğunu sanan Scrooge’un Noel arifesinde yeğeni ile tartışarak Noel’in saçma olduğunu ifade etmesi üzerine akşam, odasına vefat eden ortağı Marley’in hayaleti girer. İlk başta olayları mantık süzgecinden geçirerek açıklamak istese de en sonunda onun geldiğine ikna olan Scrooge, kendisine benzeyen eski ortağına yaşadığı hayata ilişkin daha anlamlı ve olumlu eylemlerde bulunacağına dair söz verir. Ardından gelişen süreçte ise, ana karaktere 3 hayalet; geçmişini, geleceğini ve o gününü göstermektedir. Bu görüntülerin ardından çok etkilenen Scrooge, o tarihten itibaren çok daha farklı ve yardımsever bir insan olmaya karar verir. Servetini de bu yolda birçok insana yardım için harcamaya başlar.
Eserde, ana karakter üzerinden bütün mesajlar açık bir şekilde verilmiş ve özellikle bir kısmı notlar bölümüne eklenmiştir. Bununla birlikte eserin konusu itibariyle ilk bakışta basit bir hayalet hikayesi olması sebebiyle okuyucunun beklentisini düşüren bir önyargı meydana gelse de; hikayenin devamında söz konusu hayaletin amaç olmadığı, amaca götüren yolda dikkat çeken bir araç işlevinin olduğu açıkça görülmektedir.
Kendi muhtemel ölümünü ve sonrasını gören Scrooge, yaptıklarından pişman bir halde bunu değiştirebileceğine ilişkin Azrail meleğine benzeyen hayaletten telkin istese de, diğer hayaletlerin aksine ondan hiç cevap alamaz. En sonunda uyandığında ya da gerçekliğe geri gönderildiğinde ise, gerçek manada olanlardan etkilenerek hayatını kökten değiştirmeyi başarır. Eser sayesinde okuyucuların hayaletler gibi doğaüstü hadiseler yaşamadan önemli insan gerçekleri ve derslerinden kendilerine pay çıkarmasını sağlayan kitap, Charles Dickens’ın sürükleyici kalemi ile çok daha büyük bir tesir meydana getirmektedir.
Eser, her ne kadar Noel gibi bütün dünya insanlarına hitap etmeyecek bir dini öge ile birlikte desteklenerek ifade edilse de, insanın gerçeklerine ve hatalarına ilişkin herkesin gözünün önünde olan ancak kimi zaman görmek istemediğimiz kimi zaman da göz ardı etmeyi tercih ettiğimiz mesajları, olabilecek en etkileyici ve açık unsurlarla okuyucuya ifade etmiştir. Sonuç olarak eser, hayatın faniliği içerisinde kendimizi kaybettiğimiz zamanlarda gerçekleri kısaca hatırlatması için başucunda tutulacak eserlerden birisi olarak telakki edilebilir.
NOTLAR (*):
Kör göz, kem gözden iyidir.
“Noel mi saçmalık dayı!” dedi genç adam. “Herhalde öyle demek istemedin, değil mi?” “İstedim elbet” dedi Scrooge. “Mutlu Noellermiş. Senin mutlu olmaya ne hakkın var? Mutlu olmak için ne sebebin var ? Ne de olsa yoksulsun.” “Peki öyleyse” diye karşılık verdi yeğeni kaygısızca, “senin kötümser olmaya ne hakkın var? Aksi olmak için ne sebebin var? Ne de olsa zenginsin.”
“Duygularından neden şüphe ediyorsun?” “Çünkü” diye söze başladı Scrooge, “en ufak şeyden bile etkileniyorlar. Midemi azıcık üşüttüğümde tüm algılarım bana ihanet ediyor. Sen hazmedemediğim bir dilim et, mideme dokunmuş acı hardal, bozuk bir parça peynir, pişmemiş bir patates parçasının bana oynadığı bir oyun olabilirsin. Her ne haltsın bilemiyorum ama tabuttan ziyade nohuttan kaynaklanan bir sorun gibi duruyorsun.” diye cevap vermiştir eski ortağı Marley’nin hayaletine.
“Ama neden hayaletler dünyada geziyor? Neden bana görünüyorlar?” diye sordu Scrooge. “Her insanın ruhunun diğer insanlarla bir şeyler paylaşması, gezip görmesi gerekir. O ruh hayatta bunları yaşayamazsa bunu ölümden sonra yapmaya mahkumdur. Dünyayı dolaşmakla lanetlenir, yaşayamadıklarını ölümünden sonra görür ama tecrübe edemeden uzaktan bakar!” diye cevap verdi hayalet.
“Zincirlenmişsin,” dedi Scrooge titreyerek. “Nedenini söyler misin?” “Hayatımda ördüğüm zincirleri taşıyorum,” diye cevap verdi hayalet. “Her halkasını, har karışını kendim ördüm. Tamamen kendi hür irademle kuşandım ve onu kendi hür irademle eskiteceğim. Bu zincirdekiler sana yabancı olmasa gerek.”
Bazı kiliseler saati bir melodiyle haber verir. Her on beş dakikada bu melodinin bir çeyreği çalınır; dört çeyrek birden çalındıktan sonra da saat kaçsa çan o kadar vurur.
“Şu dünyanın adaletine bak!” dedi adam. “Dünyada fakirlerden daha hakir görülen kimse yok ama hiçbir şey zenginlik peşinde koşmak kadar şiddetle kınanmıyor!” “Dünyadan çok korkuyorsun,” dedi kız hafifçe. “Diğer tüm umutların, dünyanın fakirlere reva gördüğü ayıplamadan kaçabilme umuduna yenildi. En büyük tutkun olan kazanç seni tamamen avucuna alana kadar daha asil emellerinin birer birer yok olduğunu gördüm.”
Zor durumda kalmayanlar her zaman ne yapılması gerektiğini bilir ve kendileri aynı durumda kalsa hiç şüphesiz bunu yapacaklarını iddia eder.
“Sizin şu fani dünyanızda” diye karşılık verdi hayalet, “bizi tanıdığını söyleyen; tutkuya, gurura, kötü niyete, nefrete, kıskançlığa, bağnazlığa ve bencilliğe dair ne varsa bizim ismimizle yapan, aslında bizi ve akrabalarımızı hiç mi hiç tanımayan insanlar var. Bunu asla unutma ve yapılanların kabahatini bize değil, onlara yükle.”
Fazla nüfuz nedir sen mi biliyorsun? Nerededir bu fazla nüfuz? Kimin yaşayıp kimin öleceğine sen mi karar vereceksin? Yüce gücün karşısında belki sen şu fakir adamın çocuğu gibi milyonlarcasından çok daha değersizsin, belki yaşamayı onlardan daha az hak ediyorsun. Yaprağın üstündeki böcek, toz toprağın içinde debelenen aç kardeşlerinden yakınıyor, yüce Tanrım!
“İnsanlığın çocukları” dedi hayalet onlara bakarken. “Babalarındansa benim eteklerime tutunuyorlar. Oğlanın ismi Cehalet. Kızınki ise Sefalet. İkisinden de, onlar gibilerinden de uzak dur ama özellikle bu oğlandan çünkü kaderinde kıyamet var, o alın yazısı silinmedikçe ondan uzak dur. Ona yol verme!” diye bağırdı ellerini şehre doğru uzatırken. “Onun sözcülerini kötüle! Yok eğer onu bencil amaçlarına alet edersen, gör felaketleri. Sonra da sonun gelmesini bekle!”
İnsan hayatta belli bir yolu tutarsa o yolun vardığı sonla karşılaşır. Ama yolundan ayrılırsa vardığı son da değişir.
Scrooge sözünü tutmakla kalmadı. Söylerinden de fazlasını yaptı. Gelecekte ölmeyen Minik Tim için ikinci bir baba oldu. Tüm şehrin, hatta diğer şehirlerin ve hatta dünyadaki tüm şehir ve kasabaların en iyi insanlarından birisi oldu çıktı. Bazıları ondaki bu değişikliği gördüklerinde güldüler ama Scrooge onları umursamadı çünkü bu dünyada iyilik uğruna yapılan şeylerin başta hep alayla karşılandığını, gülüp geçenlerin gözlerinin açılmayacağını biliyordu ve kötülüklerini daha fena şekillerde göstereceklerine, gözlerinin kenarlarını kırıştıran sırıtışlarla bakmalarının daha iyi olduğunu düşünüyordu.
DEĞERLENDİRME:
Konu: Scrooge isimli, tek derdi maddiyat olan ve hayata karşı oldukça olumsuz bir adamın, hayatındaki büyük değişiklikleri vefat eden eski ortağının hayaleti sayesinde gerçekleştirmesi konu edilmiştir.
Üslup: Yazarın romanlarında olduğu gibi eserdeki üslubunun da, yalın ve anlaşılır olması, özellikle hikaye türü bakımından eserin betimlemelerden sıyrılarak daha da sürükleyici bir anlatıma sahip olmasını sağlamıştır.
Özgünlük: Eserde işlenen hayalet teması her ne kadar dönemine göre özgün olarak nitelendirilebilse de, esasında yazarın hikayenin girişinde Hamlet’e gönderme yapması çok daha öncesinde de benzer konuların fazlalığını ve yazarın bunlardan da esinlendiğini gözler önüne sermektedir.
Karakter: Ana karakter Scrooge üzerinden devam eden eserde, sürekli onun bakış açısından hareket edilmiş ve okuyucuya Scrooge mizacındaki insanların zihin yapısı ifade edilmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte hayaletlerin de esasında Scrooge’un belirli zaman dilimlerindeki hali olduğu göze alındığında birkaç yan karakter dışında olay örgüsüne büyük tesirde bulunan yardımcı karakterin bulunmadığını söylemek gerekmektedir.
Akıcılık: Üslup bölümünde bahsedilen unsurlar sebebiyle, hikaye en başından beri okuyucuya farklı olaylar sunmayı ve okuyucunun ilgisini üzerinde tutmayı fazlasıyla başarmıştır.
Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:
Konu: 8,5
Üslup: 8,5
Özgünlük: 7
Karakter: 7,5
Akıcılık: 8
puanlarını alan eserin genel ortalaması ise, 7,9 puandır. Belirtilen hususlar dikkate alındığında herkesin kitaplığında bulunması ve not alınarak okunduktan sonra arada bakılması gereken eserlerden olduğunu belirtmek gerekmektedir.
(*) : Notlar başlığındaki bütün kısımlar:
BİR NOEL ŞARKISI
Yazar: Charles Dickens
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Baskı: 1. Basım – Kasım 2020
kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.
Comentarios