top of page

DÜNYA KUPASI ÇEYREK FİNAL GÜNLÜKLERİ



10.12.2022

  • ARJANTİN


Arjantin ve Hollanda çeyrek finali birçok futbolseverin beklediği gibi oldukça yavaş tempoda başladı. Ancak ikinci yarıyla birlikte, Arjantin daha da baskın bir futbol oynayarak farkı ikiye çıkarmayı başardığı sırada dakikalar 72’yi gösteriyordu. Hepimiz maçın bu şekilde rutine bağlanarak biteceğini düşünürken, Arjantin beklenenden daha da fazla şekilde kalesine çekildi ve Hollanda Weghorst ve Luuk De Jong ikilisiyle uzun top avantajını kullanarak iyice baskınlık kurmaya başladı. Bunun sonucunu da 25 dk içinde iki golle aldılar.


Aslında Arjantin, maçı çok daha önceden kendi lehine çevirmiş bir vaziyette baskınlığını kurması gerekirken skoru koruma içgüdüsüne tamamen teslim ederek kendi işlerini zorlaştırdı. Uzatmalarda ise, Arjantin’den daha demoralize bir oyun beklerken, o aradaki konuşması sebebiyle bence Arjantin’in hocasını kutlamak lazım. Çünkü takım sanki beraberliği onlar sonradan yakalamış gibi oynamaya ve bastırmaya başladı. Bu durum Hollandalı oyuncuları biraz daha demoralize etmiştir diye düşünüyorum. 2-0’dan 2-2’ye getiren bir takım olarak baskı kurduklarını düşünürken baskı yiyerek adeta uzatmaların son 10 dksini hapsolmuş şekilde oynamak motivasyonlarını düşürdü gibi gözüküyordu.


Penaltılar ve uzatmaların ikinci yarısında saha dışı olayların fazlalığı ise, bana kalırsa iki takımın da Fair Play yönünden sınıfta kaldıklarının göstergesi olarak yorumlanabilir. Özellikle Arjantin’in normal sürenin son 15 dk’sinde yani 2-0’dan sonra topun üstüne yatıp yere düşen oyuncusunun neredeyse en az 1 dk kalkmaması, Hollanda’nın ise, uzatmaların ikinci yarısı ile penaltılardaki tavırları, adı büyük iki ülkeye yakışmadı.


Yarı finalde Arjantin’i, Brezilya’yı devirmiş bir Hırvatistan bekliyor olacak. Fakat Hırvatistan motive olmuş bir Messi ve arkadaşları ile nasıl baş edecek bence en önemli sorulardan birisi bu olabilir. Özellikle dün ikinci yarıda Arjantin, grup maçlarından beri devam eden yavaş ve ağır oyun kurgusunu bir anda hızlandırarak hem Hollanda’yı hem de diğer seyircileri ziyadesiyle etkilemeyi başardı.


  • HIRVATİSTAN


Çeyrek finalde genel favori Brezilya ile karşılaşan Hırvatlar, ilk yarıda bana kalırsa çok hızlı ve şaşırtıcı bir oyun ortaya koyarak Brezilya’ya o kadar da favori olmadıklarını hissettirmeyi başardılar. Özellikle Juranovic’in hızlı geçişleri Brezilya kalesinde sürekli vurgun arayan bir Hırvatistan görüntüsü çizdi ve maçın ilk yarısı bence iki eşit takımın mücadelesine tanık olmamıza sebep oldu.


İkinci yarıda ise, sahada herkesin beklediği Brezilya’yı defalarca görme şansı elde ettik. Ancak çok büyük bir sorun vardı: O da kimsenin bu kadarını öngöremediği Hırvat kaleci Livakovic… O kadar etkileyici ve kritik kurtarışlara imza attı ki, bütün Brezilyalılar, maçın penaltılara gitmemesi için bolca dua etmişlerdir. Kaldı ki, Japonya maçının da kahramanı olan kaleci, Brezilya’yı da penaltılarda saf dışı bırakan en büyük etmen olduğunu açıkça gösterdi.


Kaleciye değindikten sonra, Hırvatistan orta sahasının da hakkını vermek lazım. Kovacic, Modric ve Brozovic üçlüsü, bence maçın genelinde Hırvatların yıkılmayan direklerinden olmayı başardılar. Her ne kadar defans bloğu Brezilya’nın hücum ekibi tarafından çok zor durumlarda kaldıysa da, neredeyse 70 dk boyunca atak sürekliliğinin sağlanmasının önüne geçilmesinde orta saha üçlüsünün hakkını vermek gerekiyor.


Arjantin ile çıkacakları yarı final öncesi Hırvatlar için en büyük dezavantaj, Messi’nin her maçta daha da seviye artırarak oynaması diyebiliriz. Messili ve Messi’ye adanmış bir Arjantin’in dün neler yapabileceğine ilişkin önemli ipuçlarını gördük. İlk yazımda belirttiğim gibi bu maç sayesinde tangocular, favori olduklarını hissettirdi. Ancak Hırvatların orta üçlüsü gerçek manada bir kontrol ekibi. Bu durum özellikle maçın genelinde Arjantin’in diğer maçlarının aksine topa daha fazla sahip olmalarının önüne geçecek gibi gözüküyor. Bence Hırvatların Arjantin’i çözmesinin de en önemli yolu topu ayaklarında tutmaları.


11.12.2022

  • FAS


Çeyrek finallerin yine en büyük isim yapan ülkesi Fas oldu. Hem de sonuna kadar hak ederek… İspanya’dan sonra Portekiz’i de aynı oyun anlayışı ile mağlup etmeyi başarmaları yarı finale de hak ederek gelen bir takımı bize izletti. El Nesyri’nin golü belki benimle birlikte birçok futbolsevere prime dönemindeki Ronaldo sıçramasını hatırlattı diyebiliriz. Kalecinin hatası olduğu aşikar ancak aynı İspanya maçında olduğu gibi Portekiz de, bir türlü maçı domine etmeyi başaramadı. Geride olduğu dönemde dahi baskı kurmaya çalıştıkları süreçlerde Fas’ın ani çıkışlarını engellemeyi başaramadılar. Böyle olunca güzel golün ve sağlam bir oyun yapısının karşılığını Fas, fazlasıyla almış oldu.


Maç sonunda Pepe’nin açıklamaları ise, iyi oynamayarak kaybeden bir takımın bahanesi olmaktan fazlası olamaz. Fas’ı tebrik etmesi daha çok yakışırdı. Hakem Arjantinli olsa da, bu durumu pek hissedemedik desem yerinde olabilir. Sonuçta gerçekten bekleneni veremeyen bir Portekiz olduğu konusunda hiçbirimizin tereddütü yoktur diye düşünüyorum.


Maçta göze çarpan bir diğer unsur ise, Ronaldo’nun grup maçlarından sonra yine yedekte başlaması oldu. Ben de dahil birçoğumuz, bu durumun İsviçre maçına özgü olduğunu düşünmüş olabilir. Ancak belli ki, Portekiz milli takımı Arjantin’in aksine Ronaldo’sunu kaliteli bir veteran oyuncudan daha fazlası olarak görmüyor. Ronaldo’ya özgü bir oyun planı özellikle tercih etmedikleri görülüyor. Bu da Ronaldo’nun mevcut fiziki durumundan dolayı yedek kalmasını açıklayabilir. Ancak diğer taraftaki Messili Arjantin örneğini dikkate almak gerekir. Farklı tipte oyuncular olsa da, her takım yıldız oyuncusuna göre elindeki kadroyu şekillendirmede başarılı olduğu raddede ilerleyebiliyor. Portekiz ise, yıldızı olarak Ronaldo’yu görmekten vazgeçmiş gibiydi. Olaya duygusal olarak da bakarsak; Ronaldo gibi bir efsane, son dünya kupasında bu muameleyi bence hak etmiyordu.


Tekrar Fas’a gelecek olursak, yarı finalde son şampiyon Fransa ile karşılaşacak olmaları bence artık gerçekten beklenmeyen bir hikayenin mutlu sonunun mümkün olup olmadığının göstergesi olacak diyebiliriz. Son 9 maçta yalnızca bir gol yiyerek inanılmaz bir istatistikle Fransa gibi her türlü kilit açıcıya sahip olan bir takımı oyun sistemleri ile alt etmeyi başarırlarsa, finali kazanmaları o saatten sonra kimseyi şaşırtmaz gibi geliyor.


Afrika’nın Dünya Kupalarında yarı finale çıkan ilk takımı, aynı zamanda ilk finalinde ilk Dünya Kupasını kazanan Afrika takımı ünvanını da alma şansına yalnızca iki maç uzaklıkta… Bakalım Fransa “bu kadar sürpriz yeter, sahneyi büyüklere bırak” diyebilecek mı?


  • FRANSA


Beklediğimin aksine bu eşleşmede Fransa, bu zamana kadar turu ve maçları geçmek için oynadıklarını gösterdi diyebilirim. İlk yarıda horozlar biraz daha dikkat çekici bir oyun ortaya koysa da ikinci yarıda özellikle ikinci gollerine kadar İngiltere, önceki maçlarda kazandığı galibiyetlerin kefaretini ödemiş oldu. Kötü oynayarak yenerken, iyi oynayarak kalelerinde gol gördüler.


Kaçan penaltı ise, takımın motivasyonunu en az Kane’in motivasyonu kadar düşürdü. Penaltılara en çok çalışan kulübün hem son Avrupa şampiyonasında hem de dünya kupasında penaltılar yüzünden elenmesi ise, kaderin garip bir cilvesi sanırım. Bu istatistik yalnızca penaltılar değil duran toplarda da geçerli. Bu turnuvada her ne kadar grup maçlarında ve elemelerde duran toplardan goller atmış olsalar da, önceki turnuvadaki gibi en kritik anda duran toplardaki etkisizlikleri bu örneği perçinlemekten başka bir tesir gösteremedi.


Turnuvada kimsenin çok gözüne çarpmasa da en kaliteli kadrolardan birisini adeta onların taktiği ile devirmeyi başaran Fransa, 4 yıl önceki sahnesinden yalnızca bir maç uzaklıkta. Rakibi ise, sanırım Portekiz ve İspanya’nın da düşündüğü gibi kağıt üstünde en ideal rakip diyebiliriz. Ancak bu sefer onlar da Fas’ın neler yapabileceğini daha ciddi şekilde göz önüne alacaktır diye düşünüp kendilerini rehavete bırakmayacaklardır diye düşünüyorum. Kendisini garanti gören iki Avrupa devini, net bir oyun anlayışıyla devirdikleri hepimizin malumu.


SONUÇ


Gönlümün iki favorisinden Messi’nin Arjantisi son finalistin karşısında. Portekiz evine dönüyor. Genel favori Brezilya, beklediğim gibi elendi ancak, Hırvatlar bunu biraz daha öne aldı. Beynimin favorisi İngiltere ise, benim gibi ne kadar hesap yapsa da elenmekten kurtulamadı. Bakalım bir Arjantin Fas finalini görüp daha da şaşıracak mıyız ?..

Comments


bottom of page