top of page

EFSUNCU BABA - HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR




YORUMLAR:


Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın kaleme almış olduğu eserde, Enveri isimli büyü ve tılsım gibi işlerle uğraşan karakterin kandırılarak nasıl yönlendirildiğine ilişkin ibret verici olaylar konu edilmektedir.


Esere adını veren Enveri, Agop ve Kirkor isimli iki Ermeni ile karşılaşır ve onları kendi bulduğu tılsım ve kehanetlerde yazan bir defineye götürecek melekler sanarak kağıtta yazanları onlarla harfiyen uygulamaya başlar.


En sonunda Kirkor’un kuyuya inmesi neticesinde hazineyi göreceğini ve ona bir miktarını çıkartacağını okuyan Efsuncu Baba, bu işlemi yapmak için onları söylenilen kuyuya götürür. Kirkor tek başına aşağıya indiğinde ise, aşağıda iki silahlı kişinin kendisini tehdit ederek Efsuncu Baba’nın tılsımdaki kehanetlerinin doğrulanmasına ilişkin sözler söyletir.


Bu manipülasyonun en önemli sebeplerinden birisi ise hikayenin sonunda Efsuncu Baba’nın kızını istemediği birisine vermesi için tertip edilmiş bir kurgu olduğu ortaya çıkar. Son olarak Efsuncu Baba’nın kızını o kişiye verdiğinde hazineye kavuşacağı vaat edilir ve Enveri yıllarca bekleyen hazine bekleyişine başlayarak hikayenin sonunu getirir.


Yazarın eserde vermek istediği mesajları ise, kitabın sonunda açıkça ifade ettiği görülmektedir. Yazıldığı dönemde yazarın karşılaştığı sansür ve hapis cezaları dikkate alındığında kitabın sonunda hükümete dair de ciddi tenkitlerin yer aldığı görülmektedir.


Bununla birlikte, muasır medeniyetler seviyesine çıkmanın ilim ve irfana daha ehemmiyet verilerek hurafelere inanan toplumun olabildiğince sona erdirilmesine gayret edilmesinden geçtiği ifade edilmektedir. Bununla birlikte yazar değinmemiş olsa da, dinin ve dini yaşayışın hurafelerle karıştırılmadan yaşanması halinde, insanın hayatına daha muteber ve mukaddes gayeler katacağının da aşikar olduğunun belirtilmesi gerekmektedir.


Sonuç olarak eser, Türk klasikleri arasında kesinlikle incelenmesi ve her yaştan okuyucunun okuması gereken kitaplardan birisi olarak gösterilmeyi hak etmektedir.


ALINTILAR(*):

  1. Türkler için pösteki(koyun veya keçi postu) büyük bir şeydir. Ne çıkarsa ondan çıkar. Pöstekiye çok itibar ederler. Sokaklarda “ya dost” bağıran saçaklı derviş babalar yoktur? İşte onlar pöstekiyi sırtlarında taşırlar. Padişahlar, şeyhler hep ona otururlar. “Ahbar o saçaklı, pöstekili babalar “ya dost” deyi kimi çağırırlar?” “Ellerine kim bir mangır(para) verirse onların dostu işte odur”.

  2. Ebulfazl Enveri kuvvetli inancını ifade için elini göğsüne koyarak: “Asıl iman görmeden inanmaktır.” Agop, “Görmeden her şeye inanırsan insanı çok kandırırlar…”

  3. Hemen her yerde ve hele ilim ve irfanın zayıf bulunduğu memleketlerde hile, aldatmacayla daha çok iş görülür. Güya bütün insanlık yalanı, dolanı ortadan kovarak adalet ve hakikati en saygın makama geçirmek için uğraşıyor. Maazallah böyle bir felaket gerçekleşirse hep siyasetler, ticaretler, işlemler durur. Büyün dünya altüst olur. En akıllılarımız her gün aldanıyorlar. En akılsızlarımız her gün aldatıyorlar. Hepimiz daima aldanıyoruz, fakat fırsat düştükçe aldatıyoruz. Bu suretle geçim dengesini biraz düzeltebiliyoruz… Aldanıp da aldatamayanlar… İşte aç kalan güruh bu zavallılardır. Hakikatin büyüklüğünü tanıyıp da onunla dost olamayanlar, o kılığa bürünmüş yalanlarla oyalanırlar.

  4. Bilir misiniz etrafımızda Enveri tipine benzeyen ne kadar çok insan vardır. Bunlar berikinden daha tehlikelidirler. Çünkü Enveri budalalığıyla ünlüydü. Ötekiler yaradılışça ona benzeyip de akıllı görünenlerdir.

  5. Bu dünya henüz büyük komik Moliere çağından üç adım ileri gitmedi. Daima üstadın ebedi komedyaları tekrarlanıp duruyor. Yalnız sahnenin dekorları değişti. Tarzlar başkalaştı. İnsanın mayası hep o maya… Kötüler daha kurnazlaştı. Birbirine zarar verme ilerledi. Fenalık büyüdü.

DEĞERLENDİRME:


Konu: Eserde, Enveri isimli bir büyü ve tılsım gibi işlerle uğraşan karakterin kandırılarak nasıl yönlendirildiğine ilişkin ibret verici olaylar konu edilmektedir.


Üslup: Yazarın diğer eserlerinde de görüldüğü üzere, diyaloglara fazlaca yer verilerek ilerlenen anlatımda daha sade bir anlatımın tercih edilerek ağdalı bir dilden uzak durulduğu açıktır. Bu durum hikayenin ve olayların akışının takibi için okuyucu özelinde müspet bir tesir bırakmaktadır. Bununla birlikte, kimi yerlerde yazarın yöresel konuşmalara fazlaca yer vermesi, okuyucular için anlatımın durağanlaşmasına sebebiyet verebilen küçük olumsuzluklardan birisi olarak sayılabilir.


Özgünlük: Eser konusu ve üslubu uyarınca özgün sayılabilecek kitaplardan birisi değildir. Hatta yazarın sonlarda da belirttiği gibi söz konusu hikayenin benzerlerinin orta çağda Moliere tarafından dahi kaleme alındığından kısaca bahsedilmiştir. Yazarın, didaktik öğretileri iletmeyi hedef alan bir kitap hazırlayarak bu unsura önem vermediğinin belirtilmesi gerekmektedir.


Karakter: Karakter şemasının 1 ana karakter ve Kirkop ile Agop isimli iki yardımcı karakter omurgasında işlendiği eserde, yan karakterlerden fazla yararlanılmasına gerek kalmadan verilmek istenen mesajların iletildiği görülmektedir. Bu durum, özellikle öykü türündeki bir kitapta okuyucunun kalabalık karakter şeması içinde kaybolmasını ve anlatımda durağanlıklarla karşılaşmaması yönünden olumlu bir tesir meydana getirmiştir.


Akıcılık: Üslup ve karakter bölümünde bahsedilen hususlar dikkate alındığında eserin akıcı ve sonlara doğru da sürükleyici bir hikaye olarak nitelenebilecek kiitaplardan birisi olduğu rahatlıkla ifade edilebilecektir.


Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:


Konu: 8

Üslup: 8

Özgünlük: 4

Karakter: 8

Akıcılık: 8


puanlarını alan eserin genel ortalaması ise, 7,2 puandır. 7 barajını geçmesi ve içermiş olduğu evrensel mesajlar sebebiyle okunması gereken kitaplar arasında yer almayı fazlasıyla hak eden eserin, özgün ve yaratıcı kitaplara ilgisi olan okuyucular yönünden çok dikkat çekici olmadığının belirtilmesinde fayda vardır.


(*) : Alıntılar başlığındaki bütün kısımlar:

EFSUNCU BABA

Yazar: Hüseyin Rahmi Gürpınar

Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Baskı: 8. Baskı – Mart 2022

kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.

Comments


bottom of page