YORUMLAR:
Yazar Goethe’nin ilk eseri olarak 25 yaşında kaleme almış olduğu eser, Werther isimli ana karakterin arkadaşı Wilhelm’e mektupları ve ara sıra yazarın devreye girerek anlatımlarından meydana gelen bir aşk hikayesini konu ediniyor.
Lotte isimli kadına aşık olan ve bu aşkını tutkulu bir şekilde doruklarda hissederek yaşayan Werther, sevdiği kadının Albert isimli başarılı bir memur ile olan ilişkisine sessiz kalmak zorunda kalıyor. Hem gördüğü eğitim ve ahlaki değerleri, hem de sevdiği kızın Albert’ten hoşlandığını bilmesi onu Lotte’ye karşı açılma teşebbüsünden de alıkoyuyor. Ancak yaşadıkları yerde, bir çalışanın da ev sahibine aşık olması ve bu aşkını itirafı sonucunda işinden kovulması ile evin kadınını kendisinin olamadığı için öldürmeyi dahi göze almasından etkilenen Werther, kendisi de son kez Lotte’nin yanına giderek ilk kez onu öpmeye yelteniyor. Bu durumda oldukça tepki gören Werther’e Lotte, onu bir daha görmek istemediğini söylüyor. Bu görüşmenin öncesinde hazırlamış olduğu mektupla intihara karar veren Werther için bu sözler daha da teşvik edici oluyor ve Albert’in silahıyla kendisini vurarak intihar ediyor.
Eser, yazar tarafından özellikle romantizm akımının en belirgin romanlarından birisi olarak görülmeye oldukça müsait yapısı ile dikkat çekiyor. Yine notlarda belirtilen bazı hususlar bu görüşün neticesinde ana karakter Werther’in ağzından ifade ediliyor. Ancak notların birçoğuna şahsen katıldığımı ve ana karakteri desteklediğim bir kısım olduğunu hatırlamakta güçlük çektiğimi söylemem gerekiyor.
Her şeyin, duygulara ve tutkulara göre yaşanması gerektiğini yeri geldiğinde bazı suçların bile haklı tutkular için affedilmesi lazım geldiğini savunabilecek kadar tutarsız bir çizgiye sahip olan Werther, romantizm akımının kötülemesi olarak da gösterilebilecek nadir karakterlerden birisi olabilir.
Olay örgüsü olarak zengin bir içeriğe sahip olan eserin, duygusal betimlemelere sıkça yer vermesi ise, özellikle romantizm akımından haz etmeyen okuyucular için dikkat dağıtıcı olabilir. Çevre betimlemesine çok fazla yer vermeyen Goethe, bu çevresel betimlemeleri gerçekleştirdiğinde dahi hüsn-i talil (güzel sebep gösterme) sanatı ile romantizm akımından yararlanarak genel çevre betimlemesi yapmaktan imtina etmektedir.
Sonuç olarak, romantizm akımının önemli eserlerinden olarak değerlendirilebilecek eser, günümüz edebiyatında çok fazla kabul görmektense, fazla hayali ögelerle edebiyatın hayattan kopuşu olarak yorumlanmaya müsait bir kitap gibi değerlendirilebilir.
NOTLAR(*):
Ey güzel insan, sen de onun gibi bir tutkunun esiriysen, onun acıları sana avuntu olsun, eğer yazgından veya kendi hatandan dolayı bir arkadaş bulamıyorsan, bu küçük kitap dostun olsun.
Keşke insanlar – niçin böyle olduklarını ancak Tanrı bilir! – geçip giden şimdiyi yaşamak yerine, geçmişte kalan bir sıkıntının hatıralarını anımsamak için hayal gücünü bu kadar zorlamasalar.
Eşit olmadığımızı, olamayacağımızı çok iyi biliyorum, ancak saygı görmek adına alt tabaka insanlarından kendini uzak tutmak gerektiğine inanan kişi, yenilgiden korktuğu için düşmandan saklanan bir korkak kadar eleştiriyi hak eder.
İnsan aslında karmaşık bir varlık değil. Çoğunluğu zamanın büyük bir bölümünü yaşamak için kullanıyor, geriye kalanı ise, özgür oldukları küçük zaman diliminden öyle korkuyor ki, ondan kurtulmanın her türlü yolunu deniyor. İşte inanın değişmez yazgısı.
İnsanın faaliyet içindeki, araştıran yeteneklerinin engellenerek sınırlandığını görünce; tüm mesleklerin zavallı yaşamamızı uzatmaktan başka bir amacı olmayan gereksinimleri karşılamaya yaradığını ve bir de arasında sıkışıp kalınan duvarlara renkli figürler ve aydınlık manzaralar resmedildiği için meraklarımızla ilgili bazı noktalardaki tüm avuntuların yalnızca düşsel bir teslimiyet olduğunu gözlemlediğimde – bunların hepsi Wilhelm, beni dilsizleştiriyor. (Çevirmen, cümledeki sınırlandığını kelimesinden sonra “Bu sözcük romanın ana teması için anahtar niteliği taşıyor. Ana figür Werther’in yazgısı ile, sonsuzluğa uzanmak isteyen ama herseferinde kendi sınırlarına çarpan insnaın sorunsalı işleniyor. Çünkü Werther iin sınırlarının ötesine geçme olanağı yok, aksine bu sınırların oluşturduğu duvarlar gittikçe daralan bir alana sokup sonunda onun mahvına sebep oluyor. Roman boyunca tekrarlanan bu tema laytmotif niteliğine bürünüyor.” şeklinde dipnot düşme ihtiyacı duymuştur.)
Sevmek insanca bir şey ancak insanca sevmeyi bilmek lazım! Zamanını böl, bir kısmını çalışmaya ayır, boş zamanı da sevgiline. Bunu yapan işe yarar bir genç olur, her prense onu işe alsın diye tavsiyede bulunurum; ancak o zaman aşk bitmiş olur,, eğer sanatçıysa da sanatı.
Tembellik neyse keyifsizlik de odur, tembelliğin bir türüdür. Doğamızın buna eğilimi var, ancak toparlanma gücünü bulursak, kolaylıkla çalışmamız mümkün olur, gerçek hazzı elde etmenin yolu çalışmaktan geçer.
Gerçi dünyadaki bütün işler değersiz, başkaları istiyor diye kendi tutkusunu, kendi gereksinimini dikkate almadan, para, onur ve başka şeyler uğruna kendini yiyip bitiren insan her zaman budalanın biridir.
Ah siz akıllı insanlar! Dedim gülümseyerek. “Tutku! Sarhoşluk! Delilik! Empati kurmadan, orada öyle rahat rahat oturun, alkoliği eleştirin, aklını kaçırmıştan nefret edin, bir rahip gibi yanından geçip gidin ve sizi onlardan biri yapmadığı için Tanrı’ya şükredin. Zira olanaksız görünen önemli şeyler yapan ve eskiden beri alkolik ve deli diye damgalanan tüm sıra dışı insanları kendi ölçülerimle anlamayı öğrendim."
Albert “Konumuz olan intiharı önemli olaylarla karşılaştırmakla en azından haksız olduğun kesin. Çünkü bunu zayıflıktan başka bir şey olarak görmek olanak dışı. Zira sıkıntılarla dolu hayata dirençle katlanmaktansa, ölmek elbette daha kolay."
Budalalar, aslında sıranın bir önemi olmadığını, ilk sırada olmanın nadiren insanı en önemli kişi kıldığını görmüyorlar! Kimi kralı nazırı, kimi nazırı da müsteşarı yönetir. Böyle olunca en önemli kişi kim? Bana kalırsa, başkalarını değerlendiren, kudretli ve kurnaz olan, yeteneklerini ve tutkularını planlarını uygulamak için devreye sokan kişidir.
Dine saygılı biri olduğumu sen de biliyorsun, dinin azı güçsüzler için bir dayanak, bazı susamışlar için serinletici bir içecek demek olduğunu biliyorum.
Mutluluğunun eksikliğini dünyevi bir nedene bağlayabilen aziz mahluk! Hissetmiyorsun, felaketinin paramparça kalbinde, bozulmuş aklında yattığını hissetmiyorsun, dünyanın bütün kralları bir araya gelse bile sana yardım edemez.
Not: 18. Yüzyılın sonuna doğru cenazeler genellikle akşamüstü veya geceleri gömülürdü. Tabutu da bir esnaf loncasının zanaatkarları taşırdı, intihar sonucu gerçekleşen ölümlerde de hiçbir din adamı cenazeye eşlik etmezdi.
DEĞERLENDİRME:
Konu: Werther isimli ana karakterin Lotte isimli kadına duyduğu aşkın tutkusu ile kendisini intihara sürüklediği olaylar silsilesi konu ediliyor.
Üslup: Yazarın romantik betimlemeleri ve duygu tasvirlerine fazla yer vermesi sebebiyle etkileyici bir olay örgüsü olmasına karşın eser, okuyucu için dikkat dağıtıcı bir tesir meydana getirebiliyor.
Özgünlük: Eserin niteliği itibariyle bu kategoride değerlendirilmesi olmayacaktır.
Karakter: 3 ana karakter çerçevesinde şekillenen eserde, diğer karakterler daha pasif görevler alarak olay örgüsünde önemli görevlere sahip gözükmemektedir. Yazılmış olduğu akımın etkisi ile birlikte, ana karakter Werther’in zihnindeki duyguların dışa vurumu olarak dikkat çeken kitapta diğer iki ana karakterin dahi olay örgüsüne etki ettikleri hadiselerin gerçekleşmediğini belirtmek gerekmektedir. Bu durum roman türünde karakterlerin olaylara tesirinin yüksek olması beklendiğinden eser için bir başka durağan etki yaratabilecek unsurlardan birisi olarak görülebilir.
Akıcılık: Üslup bölümünde bahsedilen hususlar nedeniyle, eser özellikle ilk başlarda oldukça durağan şekilde ilerlemektedir. Sonlara doğru ana karakterin yaşadığı psikolojik buhran ile tahmin edilebilir kötü sona okuyucu hazırlanılmış olduğundan eserdeki intihar unsuru da akıcılık unsuruna olumlu bir etki edememiştir.
Genel: Yukarıda belirtilen kriterler uyarınca 10 üzerinden gerçekleştirilen değerlendirmede:
Konu: 7,5
Üslup: 5
Karakter: 4
Akıcılık: 5
puanlarını alan eserin genel ortalaması ise, 5,4 puandır. Romantizm akımının etkisiyle yazılmış olan ve yazarın ilk eseri olması hasebiyle incelemeye konu edilebilecek bir kitap olan eser, sürükleyici ve etkileyici bir roman niteliğine sahip gözükmemektedir.
(*) : Notlar başlığındaki bütün kısımlar:
GENÇ WERTHER’İN ACILARI
Yazar: Johann Wolfgang Von Goethe
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Baskı: 21. Baskı – Ocak 2020
kapakta kullanılan fotoğraftaki kitaptan alıntı olarak kullanılmıştır.
Comments